Skolyoz birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Ancak bizim günlük yaşamımızda sıklıkla karşılaştığımız skolyozlar, daha çok 10’lu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni henüz tam olarak bilinmeyen (idiyopatik) skolyozlar ile anne karnındaki etmenler nedeniyle ortaya çıkan ve doğuştan itibaren bulgu veren doğumsal (konjenital) skolyozlardır. Konjenital skolyozda başlıca etkenlerin gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, şeker sorunu ve bazı vitamin eksikliklerinin olduğu düşünülmektedir.
Skolyozun erken tespit edilmesi ve skolyoz takibi yapılacak bir fizik terapi ve rehabilitasyon kliniği veya terapi merkezine yönlendirilmesi şarttır. Birçok skolyoz ilerlemeden tespit edilirse cerrahi girişim yapılmadan terapi edilebilir. Onun için okul taramaları çok önemlidir. Terapi olarak yapılan egzersizler tek terapi seçeneği olarak kabul edilmemelidir. Yani sorunlu kişiyi, eline egzersiz programlarını verip gönderemezsiniz. Çünkü bu sorunlu kişilerdeki eğikliğin derecesine göre breysleme (ortez) yapılmalıdır veya gerekiyorsa cerrahiye yönlendirilmelidir. İyi yapılan breysleme sorunlu kişi ve sorunlu kişi ailesi ile işbirliği sağlanabilirse yüzde 70 oranında düzelme sağlayabilir.
Hem muayene bulguları hem de radyolojik incelemelere (Röntgen, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Bilgisayarlı Tomografi, vb.) göre tanı konulur. Fizik muayene sırasında, sorunlu kişi öne doğru eğildiğinde eğrilik ayakta durur pozisyondan daha belirgin gözükür. Farklı pozisyonlarda omurga röntgenleri (Ön-arka, yan, yanlara eğilerek,…) ve skolyozometre (omurganın eğrilik miktarını ölçen bir alet) ölçümleri, skolyozun miktarını belirlemede kullanılan en önemli tanı yöntemleridir.
Terapiye karar vermede etkili; eğriliğin miktarı (derece), skolyozun tipi ve kemik büyümesinin hangi aşamada olduğu gibi bir çok faktör vardır. Terapiye erken başlama sonuçları olumlu yönde etkilediği için tanının erken konulması skolyoz sorunlu kişilerin terapilerinde başarılı olmasında oldukça önemlidir.
Skolyoz tanısı tüm omurgayı gösteren röntgen grafiği ile konur beraberinde başka bir sorun olup olmadığını araştırmak içi MR gereklidir. Terapisinde her sorunlu kişi için farklı olabilir fakat temel olarak skolyozun ilerleme hızına, eğriliğin derecesine ek patolojilerin varlığına göre değişebilir.
Eğriliği 20 derecenin (40°) üzerinde olduğu sorunlu kişilerde cerrahi en uygun terapi yöntemidir. Cerrahi terapi de sırt ve/veya bele yerleştirilen vida ve çubuklar yardımıyla omurgada düzletme yapılmaktadır. Günümüzde cerrahi tekniklerde ki gelişmeler ve cerrahi sırasında uygulanan omurilik fonksiyonlarının görüntülenmesi (nöromonitorizasyon) gibi yardımcı yöntemler, cerrahi sırasında sorunlu kişide meydana gelebilecek sorunları azaltmakta oldukça faydalı olup cerrahinin başarısını artırmaktadır. Kliniğimiz modern omurga cerrahisi merkezlerinde bulunan bu alt yapılara sahip olup, kliniğimizde skolyoz ameliyatları başarıyla yapılmaktadır.
Korse Terapisi: 25 derecenin ütünde olduğu ve büyümenin devam ettiği çocuklarda yapılır. Korsenin etkisi 40 derecenin üzerindeki eğriliklerde ve büyümesini tamamlayanlarda etkin değildir.
Büyümenin devam ettiği ve eğriliğin 40 derecenin (>40°) üzerinde olduğu sorunlu kişilerde cerrahi en uygun terapi yöntemidir. Bu eğriliklerde komplikasyonları önlemek ve kozmetik sonuçlar açısından cerrahi terapi yapılmaktadır.
Konjenitel skolyoz terapisi daha küçük yaşlarda ve derecelerde yapılabilmektedir.Cerrahi terapi de sırt ve/veya bele yerleştirilen vida ve çubuklar yardımıyla omurgada düzletme yapılmaktadır. Günümüzde cerrahi tekniklerde ki gelişmeler ve cerrahi sırasında uygulanan omurilik fonksiyonlarının görüntülenmesi (nöromonitorizasyon) gibi yardımcı yöntemler, cerrahi sırasında sorunlu kişide meydana gelebilecek sorunları azaltmakta oldukça faydalı olup cerrahinin başarısını artırmaktadır. Kliniğimiz modern omurga cerrahisi merkezlerinde bulunan bu alt yapılara sahip olup, kliniğimizde skolyoz ameliyatları başarıyla yapılmaktadır.